02/11/2016
İSLAMDA EDEP
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Edep, güzel terbiye, iyi alışkanlıklarla
birlikte, utanılacak hata ve ayıplardan korunmaktır. İnsan zekasının kapısı
olan edep, inanan kimsenin eskimez giysisi, en değerli süsü, mağlup olmaz
silahıdır. Edep ve güzel ahlak inanca kuvvet ve parlaklık kazandırıp
kötülüklerden korur.
İnsan ilişkilerinin şekillenmesinde önemli bir özellik olan edep,
kişinin kendisini ve çevresindekilerini sevmesi herkese layık olduğu ölçüde
değer vermesidir. Edep, başkaların kul köle olup onları üstün görmemek olduğu
gibi, kendisini de abartılı gösterip insanları hor görmemektir. İslam
bilginlerinden bazıları edebi şöyle tanımlar:
İmam Kuşeyri: "Edep, bir
insanda iyi ve güzel huyların tamamının meydana geldiğinin görülmesidir."
Mevlana: "Eğer adem oğlunun edebi yoksa adem değildir. İnsan ile
hayvan arasındaki fark edeptir. Göz gezdir ve Allah'ın kelamına
"Kur'an'a" ayet ayet tamamına bak, Kur'anın anlamı edeptir."
"Eğer şeytanı ayaklarınızın altında görmek istiyorsanız gözünüzü açın ve
biliniz ki şeytanın katili edeptir."
Hasan Basri: "Edep, dinin gerçeklerini bilmedeki ince anlayış,
dünyanın geçici ve aldatıcı zevklerine aldanmadan Allah' ı hatırlatan bilgiler
edinmek için yapılan eğitimdir."
İbnul Kayyim El Cevzi: "Kişi kendisini ve sevdiklerini ateşten
korumak istiyor ise edebi öğrensin, edebi öğretsin."
Sehl B. Abdullah: "Edep ihlas ve kulluk ile azgın nefsi uslandırmaktır."
İmam Suhreverdi: "İlim ve bilginin yüceliği edep ile anlaşılır.
Davranışlar, ilim ve irfan ile kabul görür ve insan, güzel edep ve ahlakı ile
dünya ve ukba muradına ulaşır."
İmam Gazali: "Ahlakın en mükemmeli, edebin en üstünü, Din'de edeptir.
Dinde yücelmek, Allah'ın emirlerine itaat edip, peygamberimizin edeplerini
bilmek ve uymak ile mümkündür."
Lokman Hekim kendisine edebin anlamını soranlara: "Ben edebi
edepsizlerden öğrendim."
Bu ve benzeri pek çok tanımdan da anlaşılacağı gibi edep, insanlar için
iyilikler ve güzelliklerin kaynağı olan davranış biçimidir. Kişi bu davranış
kalıpları ile kendisine, ailesine ve çevresindeki insanlara daha olumlu
katkılarda bulunur, gerçek kimliğini yansıtmış olur. İnsanın ailesiyle, toplumu
ile ve rabbi ile olan diyaloglarında bu özellikleri yansıtan davranışlar
sergilemesi önemli bir meziyet ve fazilettir.
Kişinin kendisine, aile bireylerine, iş arkadaşlarına, toplumdaki diğer
insanlara karşı sorumluluk duyması, karşılaştığında onları selamlaması, güler
yüz göstermesi, içtenlikle iletişim kurması, sohbet etmesi, yardımda bulunması,
paylaşması, değer vermesi kusur ve ayıpları ile uğraşmaması, gerektiğinde
teşekkür etmesi belli başlı edep kurallarından bir kaçıdır. İnsanın bütün
kusurlarını örten edep ne güzel bir örtüdür. Kişinin edebi altından daha
değerlidir.
Ramazan ayı, tüm insanlığı fenalıklardan koruyan sabır, bereket,
mağfiret, rahmet ve edep ayıdır. Bu ayda yapılan duaların, kılınan namazların,
alınan ve verilen her nefesin, yutulan her lokmanın, helal kazancın önemi
hatırlatılmalıdır. Bu ayın çocuklara çok iyi tanıtılması ve onlarla
paylaşılması gerekir. Sınıfların ve evlerin Ramazan'dan önce süslenmesi yaşanan
güzelliklerdendir. İbadet ayı olan Ramazan'da öğretmenlerin ödevleri azaltması,
öğrencilerle birlikte oruç tutması, teravih namazına gitmesi, öğrenci
iftarlarında bulunması, önemli şahsiyetleri ve mekanları ziyaret etmesi,
ramazan hediyeleri dağıtması önemli bir özelliktir.
İradelerin ve sabrın sınandığı mübarek ramazan ayında ve okulların
öğretime başladığı şu günlerde eğitimciler okullarda, aileler evlerde, niyaz
kapısında sürekli dua eden, takva ve edep ile donanan özellikler taşımalıdır.
Bu konuda her eğitimci ve anne baba kendini yeterli görmeyip inanarak, araştırarak,
birikimlerine yeni beceri, ve yetenekler ekleyerek kendini yenileyerek çağdaş,
güncel, farklı öğretim metotları ile donanarak okullarda ve evlerde farklı
etkinlikler sunmalıdır. Özellikle çocukların gelişim düzeyleri göz önünde
bulundurularak her fırsatta örnek ahlak ve edep ile ilgili model davranışlar
sergilemeli. Edep timsali örnek şahsiyetleri tanıtmalı, güzel davranış
kalıplarını sergilemeli. Uzmanlardan ve güvenilir kaynaklardan yardım almalı .
Edebin İlkeleri:
Ululuk, büyüklük, izzet ve şeref parada, sözde ve yaşta değil, ancak
edep ve kemaldedir. Bu nedenle "kişinin edebi, altınından daha
hayırlıdır" denmiştir. Edebin temel ilkelerini şöyle sıralayabiliriz:
* Her türlü şüphe ve tereddütten uzaklaşarak sağlam ve kesin bir inanca
sahip olmak,
* Rabbine, peygamberine, kitabına ve tüm manevi değerlerine karşı
sorumluluklarını bilmek, öğrenmek, araştırmak, öğrenmede istekli ve gayretli
olmak, bilgisizlikten arınmak,
* Temiz bir niyetle sahip olduğu inancın gereklerini yerine getirmek,
söz ve davranışlarında doğruluktan ayrılmamak,
* İbadetleri efendimizin yaptıkları gibi, huzur ve huşu ile yapmaya çaba
göstermek,
* Bilgi ile dost olmak, ahlaksız bilginin felaketlerini ve sonuçlarını
kavramak,
* Bilge insanların meclislerinde oturmak, onları sevmek, hürmet etmek,
destek olmak, dualarını almak,
* Söz ve davranışları ile tutarlı olmak, böyle olmayan kimselerden
uzaklaşmak,
* Yaptığı tüm davranışların temelinde sadece Allah'ın rızasını aramak,
O'nun rızasını kazanmak, ödülü O'ndan beklemek, O'nun buyruklarına göre hareket
etmek,
* Öğrendiklerini uygulamada, yerine getirmede, sorumluluklar taşımak,
* Ne iş yaparsa yapsın edebin, kişisel gelişimine olan katkılarını belli
aralıklarla sorgulamak,
* Nefsine, ailesine, diğer insanlara ve rabbine karşı edep kurallarını
noksansız yerine getirmek,
* İşinde, davranışlarında sözlerinde her zaman edepli tavırlar
sergilemede sürekliliğini sürdürmek,
* Edepte ve ahlakta örnek şahsiyetleri ve hayat hikâyelerini yakından
bilmek, onların izinden gitmek…
Bilge insan sayısı çok olan bir kültürden geliyoruz. Yüzyıllar öncesi
yaşayan, seslerini bize duyuran, bilgileri, yetenekleri, yaşam hikâyeleri,
ahlak ve edepleri ile karanlıklarımızı aydınlatıp ışık saçan, güzelliklerimizi
sevgi çiçekleri ile süsleyen, düşünceleri ile huzurumuzun, mutluluğumuzun
kaynağı olan örnek modellerimizin sayısı oldukça çoktur. Bu şahsiyetlerin
başında efendimiz ve onun izinden giden pek çok güzel insan vardır. Biz burada
birkaç örnek vermekle yetineceğiz:
Hz. Ebubekir'in (r.a) Edebi: Efendimizin hastalığında İslam'ın birinci
halifesi Hz. Ebubekir, onu ziyarete gider. Bir müddet sohbet ettikten sonra
tekrar evine döner. Efendimize olan sevgisinden dolayı üzüntüsünde o da hasta
olup yatağa düşer. Efendimiz onun hastalığını duyunca iade-i ziyaret nedeniyle
evine gittiğinde Hz. Ebubekir onun gelişini görünce bir anda yataktan kalkar ve
"habibim hastalandı, ona olan üzüntümden dolayı ben yatağa düştüm, o
iyileşince, onu iyileşmiş görünce ben de iyileştim, şifa buldum" diyerek
sevgi ve bağlılıkta edebin en güzel örneğini gösterir.
Hz. Ömer'in (r.a) Edebi: Adaleti ve cesareti ile İslam düşmanlarını
titreten, dize getiren Hz. Ömer'e bir gün: "Ey Ömer, Allah'tan kork"
denildiğinde hayvandan çabucak inip yüzünü toprağa sürer. Rengi kaçmış, sesi
sönük bir halde" Ömer kim oluyor ki Allah'tan korkmasın" der. Onun bu
davranışı, Rabbine olan inancı ve edebinin örneğidir.
Hz. Osman'ın (r.a) Edebi: Hilafeti döneminde evinin etrafı kuşatılan Hz.
Osman, Kur'an okurken bir ara uyuklar. Rüyasında efendimizi görür. Efendimiz
ona "Ya Osman, dilersen iftarı bizim yanımızda yapabilirsin, istersen
yardımına gelip seni kurtarsınlar" denildiğinde o, "şehit olup
sizinle birlikte iftar etmek isterim ya Resulallah" der. Zor zamanlarda
bile efendimize olan sevgisi, edebi, her türlü yardımı reddetmesini belirten ne
güzel bir örnektir bu.
Hz. Ali'nin (r.a) Edebi: Savaşta düşmanı mağlup edip, altına aldığında
düşman onun yüzüne tükürür. Bu davranışından dolayı onu serbest bırakır. Şaşırıp
"yüzüne tükürdüğüm halde beni niçin serbest bıraktın" diyen düşmana
Hz. Ali, "biz savaşı Allah için yaparız, senin bu davranışın nefsi
duygularımı kabarttı, eğer seni öldürseydim bu Allah için değil nefsim için
olacaktı" der ve İslam düşmanı bu ince davranıştan dolayı iman edip
erenler safına katılır. Hz. Ali'nin bu davranışı ihlas ehlinin savaştaki
edebinin en güzel örneğidir.
Her Müslüman, edep ile ilgili benzeri örneklerden etkilenerek elde
edilen güzel ve olumlu davranışlar sergilemeli, eğilip bükülmeden,
böbürlenmeden, şımarmadan, tevazu ve ağırbaşlılıkla yürümeyi, yapmacık
hareketlerden kaçınmayı önemli bir davranış biçimi olarak yaşayabilmeli
"edeple bütünleşmelidir".. "Rahman'ın kulları tevazu ve vakar
ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atıp, sataştıkları zaman, aldırmadan,
selametle (esenlikle) kalın deyip geçerler." (Furkan-65). Allah CC selamı
bereketi Rahmeti üzerinize olsun.
METİN ALKAN
EĞİTİMCİ YAZAR