sitene türk bayrağı

   


ISMAHAN ÇERİBAŞI
ismhn_ceribasi@hotmail.com
YARI YOL- EVLİLİK
12/12/2014

YARI YOL- EVLİLİK

Hayat dediğimiz aslında hayattan ziyade kısacık bir çizgi… Anne karnında başlayan o ince çizgi ta ki ruhumuz bedenimizden ayrılıncaya kadar devam ediyor… Adımız ve soy adımız arasında ki köprü kadar derin ve anlamlı…

Sosyal sitede dolaşırken bir arkadaşımın paylaşımı dikkatimi çekti;  “benim adım da soy adımında çok ciddi bir anlamı var. Karadeniz den Egeye uzanan ve ayakları yerde olamayan, iki kişiden başka kimsenin görmediği bir köprüyü, iki seven kalbin arasındaki sonsuz sevgiyi ifade eden onları bir arada tutan sevgiyi, bir birbirine sıkıca kenetlenmiş ve hiç ayrılmayacak iki eli ve beraberce sonsuzluğa uzanan, birlikte yürünecek mutlu bir yolu ifade eder… O nedenle okurken sıradan isim ve soy isim gibi bakmayın lütfen…” arkadaşımız bu duyguyu neye dayanarak yazdı bilmiyorum ama ben şunu düşünüyorum ki;  görünmeyen bu köprüde uzun bir yol almış gibi gözüksek de biz aslında ömrümüzden bir gün atıyor ve Yolumuzu yarılıyorduk… neyse bize yazı için arkadaşa yüreğine sağlık deyip tebrik etmek düşer…

Her gün bir şeyleri sığdırdığımız hayatımızı birilerine göre şekillendirdik gerek ailemiz, gerek çevremiz, gerek inancımız ama ne olursa olsun bir kavanozun içinde idik, bu konuda mutabık olduğumuzu düşünüyorum… Bu konu da mutabık olduğumuza göre gelelim asıl konumuza. Evlilik… Bu kısacık çizgide aslında en uzun maratonumuz evliliğimizdi. Şimdi diyeceksiniz ki kısa bir çizgiye uzun bir hayat nasıl sığar. İşte hayatın cilvesi de tam bu noktada. Verdiğiniz son nefese göre bu çizgi ya uzanır ya da kısalır. Ya hayata doyamazsınız ya da hayata doyar biran önce ölmek istersiniz…
nerde kalmıştık, evet evlilik… en temelinde güven yatıyordu biz o temeli ya koymayı unuttuk ya da es geçtik sırf evlenmek için ya da ‘evlendi’ desinler diye birilerinin ve kendi hayatımızı maff ettik ne evde huzuru sağlayabildik ne de ömür çizgimizde. Aslında güvenmiyorsak karşımızdaki ile birlikte yürümenin hiçbir mantığı yoktu. Bazen o kadar çok severiz ki sadece güvenmek ister, soluksuz kendimizi karşımızdaki insanın ellerine bırakırız. Fakat ne yazık ki bu duyguyu bir türlü yaşayamayız. ilk ve son yapılanlar her ne kadar çizgiyi aşsa da biz o yolda noktayı bulmak için çabalarız çabaların tek taraflı olduğunu unutup…

Netlik yoktur, umut yoktur, güneş bulutların arasında gezinir dururken biz tutunacak bir dal ararız. her zaman planlarımız olur ama kurduğumuz bütün planlar tek bir kişi üzerinde kurgulanır. işte tamda burada kaybetmeye başlarız. Planlarımızı karşımızdakine göre değil de kendi hayatımıza göre yapsaydık belki de daha mutlu, güneşli bir güne merhaba derdik… hiçbir zaman “ben artık seni de kendimi de yormak istemiyorum, seni çözmek çözmeye çalışmak beni yoruyor, samimiyet-güven yakalamaya çalışmak’ artık beni tüketiyor” deyip kenara çekilmesini bir türlü başaramadık ve biz evlilik denen en temel olgunun temellerini ileride yıkılmak üzere attık…

Evlilik; hayatımızda en büyük merciiydi ve biz bu mercile çıkarken hiçbir prosedüre uymadan bazen oldu bittiye getirdik bazen de sırf seviyoruz diye her şeyi kabullendik peki biz kendimizi nasıl oldu da yok saydık? Biraz düşünelim…
her yıl evlilikler belirli sebeplerden dolayı bitiyor peki neden? Tek sebep anlayış, sevgi, teknoloji mi?  Görücü usulü ile evlenenler neden evliliklerini sürdürüyorken anlaşarak evlenen çiftlerimiz neden ayrılığın eşiğinde oturuyorlar... tabiri caiz ise elektrikleri tükeniyor. Ne saçma bir tabir değil mi?  elektrik alamıyoruz, sevmiyor, saymıyor peki biz karşımızdaki insanı ne kadar anlayışlı olabiliyorduk… kadın artık ekonomi özgürlüğünü aldığı için erkek boyunduruğuna girmiyor girmediği içinde en küçük kavgalarında “git” diyebiliyor oysa “git” diyeceğine biraz daha fazla sarılsaydı elindekine belki de o noktaya gelinmezdi… şimdi evli ve ayrılığın eşiğinde olan arkadaşlarımız diyecek ki “bekara karı boşamak kolay” kesinlikle öyle değil aklı selim bir insan bir temeli yıkmaması gerektiğini ve yıkılmamasını gerektiğini bilir ve o yönde adım atar. Ayrılan çiftler için dinimizin yaptığı yorumları hiç değinmiyorum bile ama araştırmanızı tavsiye ederim…

Neyse deyip kestirip atmak istemiyorum ama yarı yoldaki en uzun çizgiyi burada son versem iyi olacak. En içten sevgi ve saygılarımı siz okuyucularımla paylaşırken kendi değerinizi hayatınızda iyi belirlemenizi isterim HUZURLA KALIN…

                                                                                  Ismahan Çeribaşı
 



2787 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÜLKÜ OCAKLARINA SALDIRI (çakal şehre indi ) - 28/11/2016
meydanda ki kendini çakal zannedenlerde ne yapacaklarını şaşırıp bizim aslanlarımıza saldırmaya başladılar… Bu sadece Denizli Ülkü Ocaklarına Yapılan saldırı için geçerli değil hemen – hemen Türkiye’nin her bil bölgesinde bu böyle…
2. DARBE YOLDA ...! - 21/07/2016
2. DARBE YOLDA ...! pkk’lar nerede? İkinci bir soru bunca asker, general işte adını ne ile sınırlandırırsan artık bunlar gözaltında her hangi bir ikinci darbe olduğnda savunma stratejisi ne olur? Sakın bana halk çıkar demeyin,
CEMAAT - 27/06/2016
CEMAAT .......anlamış olduk her duaya âmin denilmeyeceğini… O gün orada cemaat miydik, evet cemaat idik. Amaç, niyet, topluluk bizi cemaat kavramın içerisinde bırakıyordu…
BELEDİYE PARA ALIYOR-MUŞ.. - 30/01/2016
BELEDİYE PARA ALIYOR-MUŞ..Evet, bu harç toplama işi belki Belediyemizin ihtiyacı olduğu için olabilir ama sebebini sorsanız, eskiden gelen borçlar ya da yepyeni hizmetler için alınıyor olabilir mi?
ÇAMELİ GAZETESİ KİM Kİ? - 28/11/2015
ÇAMELİ GAZETESİ KİM Kİ? 7.789 üyesi olan Çameli Gazetesinin her ne kadar Kurucusu Nadir Bey olsa da bu sayfanın yürüteni bizleriz, sizleriz. Neden mi?
ADNAN MENDERESİ İSTEMEDİLER ÇÜNKÜ? - 21/11/2015
ADNAN MENDERESİ İSTEMEDİLER ÇÜNKÜ? evet – evet hatırladım ‘Adnan Menderes mızrak gibiydi ve onu bir çuvala sığdırmaya çalıştılar. Nasıl mı? İlk önce söz de demokrasi savunucuları
RTE ve ADNAN MENDERES - 15/11/2015
RTE ve ADNAN MENDERES.... mızrak gibiydi ve onu çuvala koymak istediler, yapamadılar öldürdüler....
BABA DUY BENİ - 21/08/2015
Uzman Çavuş Hakan Aktürk’ ün 14 yaşındaki Aysel Aktürk,
Kürtler Değil - 13/08/2015
Kürtler Değil
 Devamı
LİDER TARIM
 
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam280
Toplam Ziyaret6624361